Can Ince, Ince Us, Meseleyi ince görür...

No Result
View All Result
Can Ince'nin Aklından
  • Hakkımda
  • Pano
  • Bilişim
  • Enerji
  • Englısh
  • Hakkımda
  • Pano
  • Bilişim
  • Enerji
  • Englısh
Can Ince'nin Aklından

Neden ekonomi kısır?

Can Ince by Can Ince
Şubat 14, 2022
in girisimcilik
A A
0
Neden ekonomi kısır?

Şöyle gene gece saatlerinde kafama takıldı bazı konular, malum iş modelleri üzerine çalışıyorum bu aralar. Düşünüyorum B2B B2C vs. vs. konular. 1000 kişiden 70 TL alsan yani 5 dolar 70 bin TL yapar hadi %50 kar marjı olsa 35k TL bırakır vs. vs. diye. Ama her seferinde geliyorum TR’nin ekonomik kısır zihniyetine.


Amerika’da olsun Avustralya’da olsun insanlar kolay paralar kazanabildiği için gözlerinde paranın kıymeti de çok fazla değil. Bu yüzden 5 dolar onlar için hiç bir şey mesela. Ama TR’deki biri için 70 TL önemli bir para. Hem kazanması zor hem de belki bazı insanlar için 3 günlük gıda parası.


Aynı zamanda şu aralar bir dernek için 50 TL yıllık aidat topluyoruz. İnanın 68 kişilik dernek üyeleri arasında sadece 12 kişisi veriyor bu parayı. Diğerlerine baktığımızda görmezden geleni, duymadım ben diyeni (duymaması imkansız da, öyle beyan ediyor), vermek istemeyeni 50 TL yahu 🙂 inanılmaz bir durum var zihinlerde TR’de. Bu da ciddi bir şekilde ticaretin her koluna yansıyor.


Buna bir diğer örnekte küçüklüğümden vereceğim. Bu yeni bir şey değil yani. Aslında zihniyet ile alakalı, aileden çocuğa geçiyor böyle. Ben küçükken bazı insanların evlerine yardım amaçlı bilgisayar tamirine giderdim. Okulda keza bilgisayarlara bakardım falan. Tüm bu gittiğim yerlerden sadece bir kişi çıkarıp emeğimin karşılığı olarak para vermiştir bana. Diğerlerinin hepsi oh bilgisayarcıya gitmedik, şimdi gitsen bilmem kaç tl para vereceğiz bu çocuk işimizi çözdü. Kullandık onu enayi yerine koyduk gibi düşünen de olmuştur bilemiyorum. Bu arada bu desteğe gittiğim kişiler fakir falan değil, hepsi memur, devletten beslenmeli gayet düzgün evi arabası olan insanlar. Ama olay nerede zihniyette!
Gelelim bana para veren o amcaya, o ise bir kırtasiye sahibi idi. Devletten geçinmeci değil yani. Ticaret erbabı bir kişiydi. Yukarıda bahsettiklerimden kimi de solcu geçinir bu arada emek falan laflarından bahsederler ama asıl gerçekten emeğin ne olduğu bilen ise aslında bu amcadır. Diğerleri sadece Türkün şark kurnazlığını yapmıştır. 
Çoktur bizde şark kurnazları.


Bende de hata var. O da şu, babam devlet memuru (yani aileden ticaretle ilişkili kimse yok ve o kültür de yok malesef) ve ben, yardım ediver çocuğum diye başladık. Halbuki bunu bir gelir modeline dönüştürmeliydim. Karşı tarafı tartarak yardım etmem gerekiyordu. Eğer ki kişinin imkanları varsa ve vermiyorsa emeğinin karşılığını bu tam olarak kullanılmadır. Seni enayi yerine koymaktır. Bunlara çok dikkat edin.

 
Neyse konumuza dönelim. İşte bu cimri, şark kurnazı insanların para harcamayı kısması yüzünden aslında ekonomi kısırlıkta ve tekrar ediyorum bu durum, yeni olan bir şey değil. 10 yıllardır var bu 1990’larda da vardı 2020’lerde de var. Bu insanların ailelerinden kendilerine aktarılan bir durum. Psikolojik olarak da sanıyorum bu biraz da kıtlık bilinciyle alakalı. Param kalmazsa vs. hissiyatları gömülü bu insanların zihinlerinde, ya da paranın kazanması kolay değildir telkinleri var zihinlerinde.


Bir gün product hunt da geziniyorum, bir ürün gördüm. Yastıklar ve yastıklara cırt cırtlar yerleştirmişler, çocuklar o yastıklardan ev yapıyorlar, cırt cırt kısımlarından birleştirerek. Bunu kişi ürün haline getirmiş ve satıyor. Adam bu ürünü sayesinde milyonlarca dolar kazanmış. Ama tabi Amerikada. Bizim Türkiye’de olsa çok akıllılar ya, yastıklar dikilir cırt cırtlar yerleştirilir vs. insanlar kendileri yaparlar, kardayız derler. Örneğin 50 dolar vermedi ona ama 20 dolara mal etti. 30 dolar karda. Sevinir. Be arkadaşım zaman işçilik için giden maliyetler ne? üstüne bir de en önemlisi belkide sen o adamın girişimci yapısını kestin. O 1 milyon doları kazanan adam daha neler çıkartacaktı acaba, onu baltaladın. Senin işin miydi bu? Hayır. O adam onu iş bellemişti. Belki büyüyüp dünyaya satıp ülkene para getirecekti, istihdamlar yaratacaktı. 


Yani yukarıdaki paragraf şunu demekte, herkes kendi işini yapmalı. Ekmeği ekmek fırını yapmalı evlerde değil, keza yastık işine giren kişi de o işe odaklanmalı ama bizim gibi oturmamış toplumlarda bu yapılar oluşmuyor ve herkes her işi yapmaya kalkıyor. Sonuç olarak gelinen nokta ise karman çorman bir yapı içinde insanlar hayat mücadelesi veriyor. 
Kim kimi bulursa eziyor, baltalıyor, kullanıyor. Vahşi bir orman gibi. 
Halbuki medeniyet classification ile başlıyor. Senin işin şu, seninki şu deniyor. Doktor kalkıp yazılımcılığı da yaparım ben demiyor. Peki sen niye yastık işinde kendin yapmaya kalkıyorsun? Ver parasını al. 
Keza bir şey daha var, mesela spotify netflix. Bunların sunduğu hizmetlerin hepsine farklı yerlerden bedava ulaşabilirsiniz. Ama neden para ödüyoruz? Çünkü üretim destekleniyor. Sen o güzel müziği dinlemek istiyorsan emeğinin karşılığını vereceksin kardeşim. O adam zaman geçer bakar ki müzikten ben hayatımı geçindiremiyorum der ya bırakır ya da acından ölür. Sen de o müziksiz filmsiz, yobaz ve bağnaz kültürünle hayatını soluk bir şekilde yaşarsın. Hoş buna yaşamak denemez bence. 


Bizde insanlar mesela, bir turla gidip bir yeri gezmemişlerdir ya da şöyle bir yurtdışına çıkayım gezeyim dememişlerdir genelde. Paraları olmadığından değil, hemen para bulunca eve arabaya yatırır bu gerizekalı (belki de çok ileridir zekaları) insanlar. Varsa yoksa işleri güçleri, ev alalım, araba alalım, telefon alalım. Böyle ruhanilikten uzak ve metasal şeylerde tatmin duygusu var bu insanlarda. Halbuki şu an ki komşularıma baktığımda 3 tanesinde de ortak şöyle bir durum var. Ev sahipleri olmuşlar, çok güzel ev yaptırmışlar, özene bözene böyle. Tam oturacaklar içinde artık mutlu olacaklar, biri kanser olmuş göçmüş, biri trafik kazasında gitmiş, biri karışık işler yapıyormuş bir kurşunla gitmiş. Bu 3’ünün de evi çok güzel gerçekten ama gel gelelim kişiler sefasını süremeden gitmişler. Şimdi evler yerinde duruyor ama ya insanlar? Ne gereği vardı bu kadar hırsın. 4-5 ev alacağım diye yırtınıyor insanlar ne gereği var? Git bir güzel bir müzik sistemi al kendine, güzel bir yerde yemek ye, güzel bir manzara izle. Gez toz.
Bu yukarıda bahsettiğim, ruhani hislerden çok maddiyatçılığa önem verme de bizim kültürümüzdeki bir diğer sebeptir ekonomik kısırlıktaki. 


Ne kadar sıkarsan parasal yönden kendini o kadar para çıkacaktır kendinden, emin ol buna.


Neyse fikirlerimi dondurdum bu konuda. Zamanla düzenlerim. Şimdilik böyle. 
Sevgiler,Can

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

  • 12 Evrensel Yasa
  • Enerji Uzmanı?
  • Neden çalışmalıyız?
  • Girişimcilik Hikayemde Ara
  • Enerji Sektörü ve Ben

Kategoriler

Arşiv

Inceus Blog

Ince Us Blog, Can Ince tarafından düzenlenmekte olup, enerji, yazılım, girişimcilik ve hayata dair konular özelinde yazılar yer almaktadır.

  • Hakkımda
  • Pano
  • English

© 2022 Can Ince tarafından düzenlenmektedir.

No Result
View All Result
  • Hakkımda
  • Pano
  • Bilişim
  • Enerji
  • Englısh

© 2022 Can Ince tarafından düzenlenmektedir.