Merhabalar,
Bugün gene twitterda micro-blogging yaparken bir tweetleşme sırasında bir şey dikkatimi çekti ve yazıya dökerek düşünme pratiği yapayım dedim. Başlangıç tweeti aşağıda
cidden hadi 1000 dolar olsun, ömrünüzden 1 ayı 1000 dolara sattığınızı düşünün.
— ꉔꋬꋊ (@c4nus) January 18, 2022
Kişi 25 yaşında diyelim, 80 e kadar yaşayacak. 55 yıl yani 660 ay var
Ömrünüzün ederi 660 bin dolar mı? Hadi rakamı arttırayım 1 milyon dolar mı?
yani biri size 1 milyon dolar verse verir misiniz? https://t.co/9XrCbKFZOj
Evet, Türkiye Petrolleri Ananonim Ortaklığı (TPAO) diye bir devlet kurumu var. O bir iş ilanı açmış, bilgim oldu yeni ve inceledim şöyle bir. Eskiden nasıldı şimdi nasıl diye kıyaslama amaçlı.
Gördüm ki sadece 17-18 bin TL brüt maaş veriyorlar. Yani 13 bin TL aylığa geliyor. Sonra düşündüm ki yaklaşık 1000 dolar veriyorlar. Gerçekten çok üzücü. Bu kurum 2012 2013 yıllarında 2000 dolar civarı maaşlar verirdi yeni mezunlarına, şimdi bu rakam yarıya inmiş durumda. Çok üzücü bu gelişmeler.
Sonra düşündüm ki buraya giren kişi 1 aylık zamanını emeğini eforunu sadece 1000 dolara satacak. yani 1 aylık hayatı 1000 dolar diyebiliriz. Peki bu kişi 25 yaşında diyelim. 80 yaşına kadar yaşayacak. 55 yıl yapar. O da 660 ay eder. Bu 660 ay ı bu şekilde sattığını varsayalım 660 bin dolar a hayatı bitecek bu insanın. Yani baktığımızda bu insanın hayatı 660 bin dolar değerinde. Hadi rakamı arttırayım ben ve 1 milyon dolar diyeyim. Kişinin hayatı 1 milyon dolar değerinde.
Sizce bu varsayım ne kadar doğru? Bir değerlendirin bakalım. Bana oldukça doğru geliyor. Ayrıca bir şey daha düşündürüyor çok UCUZ değil mi ya? Bir insan hayatı 1 milyon dolar.
Hayatını bana sat desen ne kadara satardı acaba? Bu işe iyi gözle bakan bir kişi… Eminim 1 milyon dolar değildir diye düşünüyorum o rakam. Ama dolaylı yoldan 1 milyon dolara satıyor firmaya. Aradaki fark nedir?
Aslında bir tür gerçekten de kölelik sistemi bu. Ama bir yandan da bakınca Arz ve Talep dengelerinin eşleşmesi gibi bir şey.
İşveren var bir de İşçi. Bunların içinde olduğu bir de pazar var. İşveren bir teklifle geliyor ve İşçiler bunu değerlendiriyor. Yani işveren dese ki 200 dolara senin 1 aylık hayatını satın almak istiyorum. Bunu kabul ediyor musun? İşte bu noktada işçilerden kabul edenler çıkarsa deal gerçekleşiyor ve işçiler kendi ayaklarına sıkıyorlar aslında örgütlenemedikleri için. Marx vb. insanlar bunları yıllarca incelemiş ve önemli düşünceler ortaya koymuşlar onlara girmiyorum. Pek politik olarak da o yönleri sevmem. Gerçek sendikal sistemler de çok güzel aslında ama onlarda da ne yazık ki parayla satın alınmış insanlar oluyor.
Gelelim, ben 1 milyon dolar verip kişinin hayatını satın almaya kalktığımda bana hayır diyecek kişi, firmalara neden hayır diyemiyor. Aradaki fark nedir?
- En önemli farkın şu olduğunu düşünüyorum toplumsal kavramlar. Toplum sigortalı bir işe girmeyi hele devlete kapağı atmayı çok güzel aşılıyor çocuklara. Bu o kişide adeta bir refleks gibi iş görüyor. Kişi yıllarca devlete gireceğim diye uğraşıyor. Sonra da azıcık maaşa ve salla başı al maaşı gibi pısırık bir hayata hapsoluyor ve bu kişi hayatı yaşıyor mu acaba?
- Bir diğer nokta da ben 1 milyon dolar verip kişinin hayatını satın aldığım zaman, gene toplum soruyor, ne işle meşgulsun? Can’ın işçisiyim diyemiyor. Onun yerine X firmasında çalışıyorum. SGK yol yemek veriyorlar diyor. Oooo oğlansa kız verelim sana diyorlar hahaha 🙂 toplumda bıraktığı etki daha havalı. Yani reputasyon yani toplumda değer görüyor. Bu değer de insanın egosunu okşuyor.
- Bir diğer algı da Firma kavramını insanlar büyük görüyor. Ben nasıl bir insana çalışırım, o da benim gibi biri diyorlar. Ama firma işin içine girince büyük oluyor olay. Bu da bir neden olabilir.
- Bir diğer nokta sürüye uyma. A firmasında 60 bin kişi çalışıyor ya, bu firma büyük kocaman, ben de gireyim oraya diyorlar. Ne yapacaksın Can’ın işçisi olarak diyorlar.
- Bizim Türk Milleti bir de devletten geçinmeyi çok sever. Bu genlerimizde yüzyıllardır gelen bir şey. Devlete kapağı atayım mantığı vardır. Kimileri de bu zihniyettedir. Azıcık aşım kaygısız başım modlarında falan. Can’ın işçisi olunca ne olacağı belli olmaz falan der.
- Bir de sanıyorum kurumsallaşma denen şey insanları cezbediyor.
- Bir diğer nokta da şartlar itekliyor diyeceğim ama Can da aynı parayı veriyor firma da. o yüzden neden firmayı seçerlere tam uymuyor bu.
Şimdilik önemli bulduklarım bu şekilde. Sonuç olarak 1 milyon dolara insanlar hayatlarını satıyorlar ve farkında bile değiller belki de. Belki de farkındalar ama yapacak bir şeyleri yok. Aslında yapacak çok şeyleri var da insanlar yeteri kadar akıllı değiller.
Bir de bizim gibi toplumlarda organize olma gibi şeyler pek başarılı değil. Çünkü organize olma entellektüel bir eylemdir ve bizim Türkler genelde entellektüel eylemlerde pek başarılı değiller ne yazık ki.
Şimdilik böyle.
Sevgiler
Can